Bergen – Maviler ve yeşiller içerisinde çok sevimli bir şehir

7 tepe ve 7 fiyort ile çevrili Bergen; Oslo’dan sonra Norveç’in ikinci büyük şehri. Oslo öncesinde Norveç’in başkentliğini de yapmış. Feribotumuz yemyeşil dağların eteklerine kurulmuş; gemi yelkenleri arasından gözüken renkli, ahşap evlere yanaşırken içimizi bir heyecan kapladı. Son Oslo aktarmamızı saymazsak; Norveç’teki son durağımızdı ve gideceğimiz yerler içerisinde en popüler olandı.

Bergen’in nüfusu 275.000. Bizim orada bulunduğumuz süre boyunca şehirde Hansa Günleri Festivali vardı ve festivalin çoşkusu tüm şehre yayılmıştı. O kadar araştırma yapmama rağmen bu festivali atlamışım. İnsan kalabalığını görünce şoke olduk. Aslında korkunç bir otelin korkunç bir odasına verdiğimiz kucak dolusu para biraz da bu yüzdenmiş. Şehrin çok kalabalık oluşunu, otel faciamızı bir kenara koyarsak; bu festivale denk gelmiş olduğumuz için çok şanslıyız. Bizim de katılımımızla 36. yılını kutlayan bu festival uluslararası düzeyde ve her sene başka bir şehirde kutlanıyor. Festival bünyesinde ağırlıklı yöresel ses ve sahne sanatçılarını izliyorsunuz. Yöresel kıyafetli, tontiş tontiş, güleryüzlü amcalar ve teyzeler gün boyunca şehrin 3-4 yerine kurulmuş sahneler arasında mekik dokuyorlar. Çok güzel folklor performansları izledik, seyirciyi de gösteriye hep dahil ettiler.

Bergen’de limanda balık pazarının hemen arkasında çok büyük bir turizm ofisi mevcut. Banka sistemi ile numaranızı alıp, destek alıyorsunuz. Aynı zamanda ücretsiz wifi ve bir çok kitapçık da alabilirsiniz. Ancak bazı broşürler sembolik ücretlere sahip, onları görevliler veriyor. Ama ortak alanda gördüğünüz her broşürü alabilirsiniz. Tümü için İngilizce, Almanca ve İspanyolca seçenekleri mevcut. Ayrıca ilgilendiğiniz tüm tur biletlerini alabilir ve para bozdurabilirsiniz.

Bryggen / Hansa Evleri

Hansa Birliği Ortaçağ Almanya’sında tüccarları korumak amacı ile kurulmuş ticari bir örgütlenme. Zaman içerisinde üye şehir sayısı 200’leri buluyor, ancak hiçbir zaman düzenli bir listeleme yapılmıyor. Bergen de bu birliğe üye şehirlerden. Limandaki rengarenk dizili miras listesine dahil bu ahşap evler de Alman tüccarlar döneminde yapılmış. Şu an 58 tane bina bulunuyor, bunların %25’i orijinal. Evler yamuk yumuk, birbirine yaslanmış ve her an yıkılacakmış gibi duruyor. Evler arasındaki koridorlarda dolaşabilir ve hediyelik dükkanlarını gezebilirsiniz.

hansaevleriv2.JPG
Hansa Evleri
hansaevleri2v2.JPG
Hansa Evleri

Fisketorget / Fishmarket / Balık Pazarı

Limanın tam önünde bulunan balık pazarı şehrin en hareketli noktalarından. Bir çok deniz canlısını görebilir ve yiyebilirsiniz. Norveç’in meşhur balina eti de bu tezgahlarda yer alıyor. Balık pazarının hemen yanındaki tezgahlarda da geyik sosisinin tadına bakabilirsiniz.

balık pazarıv2.JPG
Balık Pazarı

Torgallmenningen

Balık pazarını arkanıza aldığınız zaman solunuzda kalan uzun ince bir meydan. Aslında bir meydandan daha çok, trafiğe kapalı çok geniş bir cadde yapısında. Festival boyunca kurulan sahnelerden biri de buradaydı. Aynı zamanda 1950’lerde yapılan ve denizcilik tarihini anlatan anıt da bu meydanda.

anıtv2.JPG
Denizcilik Anıtı

Bergenhus Fortress / Bergenhus Fortress / Bergenhus Kalesi

Bergen Limanı’nın girişinde bulunan kale Norveç’in en eski ve en iyi korunmuş kalelerinden birisi. Håkonshallen / Haakon’s Hall / Hakan Salonu ve Rosenkrantztårnet / Rosenkrantz Tower / Rosenkrantz Kulesi de bu kale yapısı içerisinde bulunuyor.

kalev2.JPG
Kale

Byparken

Burası şehrin nispeten iç kısımlarında bulunan çok geniş bir park. Bir yanında bir çardak, yolun karşı tarafında ise çok büyük yapay bir gölet bulunuyor.

byparkenv2.JPG
Havuz kenarı

Fløyen ve Ulriken

Bergen’de şehrin manzarasını izleyebileceğiniz 2 tepe var: Fløyen ve Ulriken. Fløyen Tepesi 320 metre yükseklikte bulunuyor ve balık pazarını arkanıza aldığınızda sağınızda kalan yolun sonundaki fünikiler ile ulaşılıyor. Tabii fünikilerin arkasındaki yokuşu takip edip, dağ yamacından tırmanma seçeneğiniz de var. Ulriken Tepesi’ne ise bir otobüs ve bir teleferikle gidiliyor. Balık pazarının sol tarafından bindiğiniz otobüs sizi teleferiğe bineceğiniz noktaya bırakıyor. Ulriken Tepesi deniz seviyesinden 643 metre yükseklikte. İki tepe arasındaki manzarasal farka en basit şekliyle değinecek olursak; Ulriken’de şehir ile aranıza başka tepeler de alıp daha el değmemiş bir şekilde şehri izliyorsunuz, Fløyen’de ise sadece şehri izlemiş oluyorsunuz. Fløyen fünikileri için tek yön 45 NOK, gidiş-geliş 90 NOK; Ulriken teleferiği ise tek yön 100 NOK, gidiş-geliş 160 NOK.

floyen1v2.JPG
Floyen Tepesi’nden manzara

Biz bir günümüzü Bergen doğasına ayırmak istediğimizden tüm günü kapsayacak bir plan yaptık. Aslında yapmak istediğimiz şey Ulriken Tepesi’nden Fløyen Tepesi’ne yürümekti. Ama hava yağmurlu olunca 18 km sürecek bu yola cesaret edemedik. Onun yerine Fløyen Tepesi’ne fünikiler ile çıkıp, turizm merkezinden 10 NOK’a satın aldığımız kitapçık içerisinde yer alan Fløyen Tepesi başlangıçlı yürüyüş rotalarını tercih ettik. Ulriken’e kadar varamasak da deniz seviyesinden 450 metre kadar yüksekliğe ulaştık sanırım. Rotamız 7 kilometreydi ama biz rotadan sapıp ek yerler de görünce 23 kilometreye ulaştık. Her yerde uyarılar göreceksiniz. Yanınıza mutlaka su, atıştırmalık ve her mevsime uygun kıyafetler almanız gerekiyor. Biz yağmurluğumuz ve şemsiyemize rağmen yağmurdan sırılsıklam olduk bunun yanında güneş çok yakıcıydı iyi ki şapkamızı da takmıştık gibi… Dönüşümüzde Fløyen’den de aşağıya yürüyerek indik, ama o kadar kilometrenin üzerine yokuş aşağı da olsa bir yarım saat daha yürümek bizi epey yordu.

yürüyüş1v2
Yürüyüşümüzden kareler

Ama yorgunluğumuzdan ziyade; sanırım hayatımda ilk kez bakir doğa ile bu kadar içiçe oldum. Muhteşem manzaralar izledik ve fotoğrafladık. Tüm günümüzü şehirden uzakta, doğanın tam ortasında geçirmek hem eşime hem bana çok çok iyi geldi, kendimize bir doğa detoksu hediye etmiş olduk.

yürüyüş3v2.JPG
Yürüyüşümüzden kareler

İzlediğimiz rota kağıt üzerinde Fløyen – Brushytten – Rundemanen – Brushytten – Fløyen şeklindeydi ama biz gördüğümüz her yola da saptık gibi oldu. Brushytten’e kadar normal bir doğa yürüyüşü yaparken, sonrasında ciddi ciddi tırmanışlara başladık. Mutlaka haritanızı temin ediniz ve yol boyu tabelaları takip ediniz. Aynı zamanda dağda internet çekmediği için, çevrimdışı çalışan haritaları telefonunuza da indirmenizi tavsiye ederim.

yürüyüş5v2.JPG
Yürüyüşümüzden kareler

Fiyort Turları

Bergen’de kaç gün kalırsanız kalın; her güne başka bir fiyort turu bulabilirsiniz. Benim tavsiyem eğer tam bir gününüz varsa Hardangenfjord turları… Çok istediğim bu tur, bizim için maalesef gelecek sefere kaldı.

Bizim yalnızca yarım günümüz olduğu için Mostraumen turunu tercih ettik. Beklediğimin çok çok üzerindeydi. Bu turda Osterfjord’a gidiyorsunuz. Gördüğümüz en dar fiyortların içinden geçtik. İnanılmaz manzaralara şahit olduk. Hız daha düşüktü ve daha rahat bir şekilde dışarıda vakit geçirebildik. Yol boyunca hem İngilizce hem de Norveççe anlatım yapıldı. Konu ile ilişkili güzel müzik seçimleriyle de yolculuk tadından yenmez hale geldi. Bir dağ yamacına yanaştık, seçilen beş kişi (ki benim için gezinin tek olumsuz yanı buydu. Bu seçimi nasıl yaptılar? Neden bize sormadılar?) kar sularını topladı, içti ve üzerlerine boca edilmesi suretiyle o sularla yıkandı. Heskjedalsfossen’in yani ikiz şelalelerin yanında durakladık ve dönüş yolunca Osterøy Adası’nın oldukça yakınından geçerek Bergen’e geri döndük. 14:30’da başlayan yolculuğumuz 18:30’da sona erdi. Kıssadan hisse sınırlı süreniz varsa bile muhteşem fiyortlar görebilirsiniz.

mostraumen1v2.JPG
Bergen’deki fiyort turumuzdan kareler
mostraumen2v2.JPG
Bergen’deki fiyort turumuzdan kareler
mostraumen3.JPG
İkiz şelaleler

Norveç’in ne kadar muhteşem bir ülke olduğunu görmek için;

Bkz: Norveç

Bkz: Oslo

Bkz: Oslo’dan Flåm’a yolculuğumuz

Bkz: Flåm

Bkz: Aurland

Bkz: Sognefjord

Yorum bırakın